Terör örgütünün Suriye’de yapmaya çalıştığı yerel seçim konusunda Türkiye’nin konuşacağı iki başkent var. Bunlardan birisi Washington, diğeri de hiç şüphesiz Moskova.
ABD’nin planlarını iyi kötü biliyoruz ama iddiası Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma olan Rusya ne yapacak, onu da göreceğiz.
Biz bu korsan seçim çabasını konuşurken Washington’ın Türkiye’ye bakışındaki kaymayı gösteren bir başka gelişme daha yaşandı.
Türkiye’de kurulu bulunan Kürt Araştırmalar Merkezi, 40 Kürt kökenli iş insanı, akademisyen, gazeteci, sivil toplum örgütü temsilcisiyle görüşmeler yaparak bir rapor yayınladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Kürtlerin Durumu isimli çalışmada garip ifadeler var.
Bütçesini ABD Dışişleri’nin verdiği Amerika’nın Sesi bu raporu Kürtçe bölümünde yayınladı ama Türkçe bölümünde vermedi.
Sadece haberi vermemekle kalmadı, rapor “Kürtlerin gelecekte Türkiye’den demokrasi, özgürlük ve adalet beklemediği yazılıyor” cümlesiyle anlatıldı. Bu oldukça tehlikeli ve gelecek adına gönül bölünmesine yol açacak bir ifade.
Peki direkt Türkiye’yi alakadar eden böyle bir rapor neden Türkçe Servisi tarafından yayımlanmaz?
ABD’yi ele veren bir diğer unsur, yaptıkları haberde bu araştırmanın sadece 40 kişiyle yapıldığını belirtmemiş olmaları. Bilmeyen birisi,
bu 40 kişinin fikrini Türkiye’de yaşayan milyonlarca Kürt kökenli yurttaşın fikri sanabilir.
YPG’nin yerel seçim hazırlığı ve manipüle edilmiş, Türkçe bilenlerden saklanan ama Türkiye’yi alakadar eden rapor.
Washington’ın tüm makyajları neyse ki çok çabuk akıyor…
Çekirdek var mı, çekirdek?
Son 3 gündür Almanya’yı takip ediyorum.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan’ın İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ın tutuklanması talebi ve Almanya Hükümet Sözcüsü’nün İsrail Başbakanı’nın Almanya’ya gelirse tutuklanıp, iade edilebileceği iması ortalığı karıştırdı.
Ana muhalefet ve medya ayağa kalktı. Gazete manşetleri tamamen bu konuya ayrıldı, Hükümet ise derin bir sessizliğe gömüldü.
İş o kadar çığırından çıktı ki, Alman gazeteleri en fazla eleştirdikleri AB üyesi ülke olan Macaristan’ın mahkeme kararını tanımayacağı açıklamasına övgüler düzdüler.
Çekirdek var mı diye sormamın sebebi, Almanya’nın bugüne kadar Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin en büyük destekçisi olması.
Sağa sola hukuk dersi vermeye meraklı olan Berlin, işine gelmeyecek bir durum ortaya çıktığında belli ki hukuka uymayacak, uyamayacak.
Dışişleri Bakanlığımız bu fırsatı kaçırmamalı ve Almanya’yı hukuka uygun davranmaya davet etmeli…
Bu tuğgeneral kim?
Gördüğünüz kare Türkiye’de işlerin ne kadar ciddi yapıldığının bir kanıtı aslında. Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Tuğgeneral Esat Mahmut Yılmaz ile tanıştırayım sizi.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda bir generalin makam aracıyla insan kaçakcılığı yapan 3 kişinin tutuklandığı bilgisini paylaştı Tuğgeneral Yılmaz.
Sadece 3 kişi tutuklanmadı, emrindeki askerler ve makam aracı suça karışan general de Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi.
Garip bir ülkeyiz, konuya dair bilgi veren Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü’nü emekli edilen general olarak ilan ettik önce.
Sonra da emekli edilen bu general neden tutuklanmadı diye sorguladık.
Cevap basit, emekli edilen General, insan kaçakçılığı suçuna karıştığı için değil, altındakilere doğru komutanlık yapamadığı için emekli edildi. Fotoğraf yanlış, bilgiler yanlış, sonra biz başkalarında yanlışlar arıyoruz.